25 Şub 2013

Fanus


Yoldaydım, yolcuydum Fonda Zühal’den melodiler .Kendimi aradım bir avuç kar tanesinde.Bir yağmur damlasında buldum.Masmavi bir ışık süzüldü.Sonra mor oldu.Sonra sen oldun.Işık yüzüme vurdu.
Meğer bu ışık dünyayı çepeçevre saran bir camda kırılıyormuş.

Ben bu camı gördüm.Dünyanın camından kendi yüzümü gördüm. Kendimi hiç bu kadar yakından görmemiştim.Senden hiç bu kadar uzak kalmamıştım. Kendimi bir gecenin koynunda gördüm.O gece, sana giden yol uzuyor,Zühal coştukça coşuyor, Uykusuzken renkler çoğalıyordu.

Bir ihtimal diyorum; dünyadaki cam kırılsa,
Korkusuz, kuşkusuz gelebilirsin.

6 Şub 2013

Martılarımı Bırakıyorum


Kum taneleri ayaklarıma yapışıyor.Parıl parıl parlıyorlar güneş vurduğunda...
Ayaklarıma bakan yaşadığımı sanır.
Hiç gidemeyeceğim kadar uzağa ve dibe çekiyor beni deniz.
Deniz bu ülkede kendimi ait hissettiğim tek yer.

Deniz benim.
Deniz annemin karnı gibi sonsuz ve tuzlu.
Ayaklarımı suya sokuyorum.Kum tanelerini temizliyor deniz.
Yaşamadığım ortaya çıkıyor ama yinede denize çok şey borçluyum.Beni evimde hissettiriyor.

Avaz Avaz konuşuyorum içimle. İç organlarım ağrıyor .
Hiç gitmediğim yeşillikleri özlüyorum.Neden bilmiyorum,burası hep çok kalabalık.
Dağıtın şu insanları!
Martılara durumu açıklamam lazım.